0212 227 27 83 Reklam Danışma Hattı

Ücretsiz Google Reklam Verme Kılavuzu! Hemen İndir!

Şimdiki Aklım Olsaydı

Merhaba ben Volkan Görgülü, Web Deneyimleri adlı blogun sahibiyim, blogum 2 Temmuz’da yayın hayatına başladı. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğimden dolayı, kısa sürede bir çok kişi tarafından farkedildi ve  bugün Web Deneyimleri Türkiye’nin teknoloji dalında 1 numaralı web sitesi Donanım Haber‘in bünyesinde yayın hayatına tüm hızıyla ve tabuları yıkarak devam etmekte.

Şimdiki Aklım Olsaydı

Hani günlük yaşantımızda deriz ya “Şimdiki aklım olsaydı!”, bazen ben de Web Deneyimleri için bunu söylüyorum, şimdiki aklım olsaydı, Web Deneyimleri’nde şunu şöyle yapardım, şu konuda daha dikkatli olurdum, şu hataya düşmezdim vs.

İşte şimdi sizlerle paylaşacaklarımı ben en başından beri uygulamış olsaydım, çok daha başarılı bir Web Deneyimleri’nin sahibi olurdum. Kısacası, özellikle, yeni blog açacak ya da blogunu yeni açmış arkadaşları muazzam derecede faydalı bir yazı bekliyor.

Başarılı Bir Blog Sahibi Olmanız İçin Başarılı Bir Blog Sahibinden 10 Gerçek Tecrübe

1 – Kaynak (Zaman ve Enerji) Yönetimi

Bu fotoğrafı Flickr'da buldum, *Erla* tarafından çekilmiş.

Belki soracaksınız para kaynağınıda eklemek gerekmiyor mu başlığa? Eklemek gerekmiyor çünkü eğer benim gibi video çekmiyecekseniz bir blogun maliyeti, alan adı ve barındırma hizmeti almaktan ibaret, hatta Blogger gibi altyapıları tercih ederseniz, hiçbir ücret ödemeden bir blog sahibi olabiliyorsunuz.

Arkadaşlar blogunuzu  yayına hazırlarken, içinizde muazzam bir heyecan oluyor, sadece blogu bir an evvel yayına almaya odaklanıyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz ve merak ediyorsunuz, insanlar ilgi göstercek mi?, ne olacak, ne bitecek merak ediyorsunuz ama inanın bana bu süreç işin en kolay kısmı.

Blogunuzu yayına aldıktan sonra ise, bir anda enerji ve zamanınızı yatırmanız gereken bir sürü iş çıkıyor. Bunları Blog İçi ve Blog Dışı çalışmalar olarak ikiye ayırırsak;

Blog İçi;

1.      Paylaşımlar hazırlama

2.      Yorumların takibi, onaylanması ve cevaplanması

3.      İletişim formundan gelen e-postalara cevap yazmak

4.      Ziyaretçi trafiğini izleme

5.      RSS trafiğini izleme

6.      FriendFeed ve Twitter’dan gelen yorumları takip etmek

7.      Blogu geliştirmek

8.      Yorum yapanların ilk yorumlarına teşekkür mesajı göndermek

9.      Daha fazla ziyaretçi nasıl çekerim diye düşünmek

10.    Yeni ne yapabilirim diye düşünmek

Blog Dışı;

1.      Google Reader ile yerli ve yabancı diğer blogların takibi

2.      Diğer bloglarda yorum bırakarak aktif olmaya çalışmak

3.      Yeni insanlar ile tanışmak, fikir alışverişlerinde bulunmak

4.      Diğer blog ve site sahipleri ile ilişkiler kurmak

5.      Etkinliklere katılmak

6.      Misafir yazar olarak başka bloglarda yazmak

7.      Blogumu nerelerde, nasıl tanıtabilirim diye kafa yormak

Tabiki bu listelediklerim başarılı olmak isteyen bir blogcunun yapması gerekenler ve tekrar dikkatinizi çekmek isterim, bu işleri yaparken cebinizden herhangi bir para çıkması söz konusu değil.

Bunlara Ek Olarak

Sizin bir de hayatınız var, nişanlınız, aileniz, yakın arkadaşlarınız var. Tam zamanlı ya da yarım zamanlı işiniz var. Bunların yanına bir de blogunuz ekleniyor. Başarılı olmak istiyorsanız blogunuzda büyük bir sorumluluk sizin için.

Şimdiki Aklım Olsaydı

En başta kendime haftalık bir plan program çıkartırdım ve örneğin o programın içinde şunlar olurdu

–      Sadece 2 saatte bir yorum, eposta, FriendFeed ve Twitter kontrolü yapmak

–      Sadece gün sonunda RSS ve Site trafiğini kontrol etmek

–      Haftanın bir gününü tatil etmek

–      30 ar dakikadan olmak üzere sabah ve akşam Google Readera bakmak

–      Yine 30 ar dakikadan olmak üzere sabah ve akşam diğer bloglarda vakit geçirmek

–      Haftanın bir gününde 2 saati blogumu nasıl geliştirebilirim, nasıl tanıtabilirim’e ayırmak ve haftanın diğer bir gününde bu düşünceleri uygulamak ya da tekrar düşünmek

Ben Nerde Hata Yaptım Biliyor musunuz?

Bir planım ve programım olmadığı için bunlar hep aklımda idi ve aklıma geldikçede aklıma geleni yapıyordum bir saat içinde defalarca yorum ve eposta var mı diye kontrol ediyor, aynı şekilde yine ziyaretçi trafiğimi ve RSS trafiğimi kontrol ediyordum birde Google Reader’a bakıyordum vs.

Zaman ve Enerji

Kısacası Zaman ve Enerjimi hiç verimli bir şekilde kullanmıyordum, tamam başlarda bir sorun olmuyor ama zaman geçtikçe çok fazla yoruluyorsunuz ve o yapılacaklar listesindekilerin sadece bir kaçını yapmaya enerjiniz ve zamanınız kalıyor.

Oysa en başından beri bir plan ve programınız olsa zamanınızı ve enerjinizi çok verimli bir şekilde kullanırsınız ve o yapılacaklar listesindekilerin hepsine ayıracak vaktiniz olur.

Ben bu hatayı yaptım siz yapmayın! Kendinize bir plan program yapın ve ona uyun!

2 – Hızlı Kararlar Almayın

Bu fotoğrafı Flickr'da buldum, xnir tarafından çekilmiş.

Bazı durumlarda, bir şekilde ciddi kararlar vermek zorunda kalacaksınız, işte o anlarda iyi düşünmek lazım hemen karar vermemek lazım, hatta mümkünse karar vermeyi minimum 12 saat ya da maksimum 24 saat erteleyin. Bu konuda yaptığım üç hatayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bilgi Derlemeleri

Web Deneyimlerini açtığımda paylaşmak istediğim çok ufak ama muazzam değerli bilgiler oluyordu, ama öyle bilgiler ki oturup yazmaya kalksan iki kısa paragraf bile tutmaz ve aslında yazı formatında da çok anlatılabilir şeyler değiller.

Blogu açtıktan sonraki Pazar günü bugün ne paylaşım yapayım diye düşünürken aklıma Bilgi Derlemesi adı altında bu bahsettiğim bilgileri derleme şeklinde sunacağım bir paylaşım türü geldi ve yaptım, çok da güzel oldu. Ziyaretçilerime de her pazar, bu şekilde Bilgi Derlemeleri yapacağımı söyledim.

İkinci ve üçüncü Pazar’da yaptım ama açıkçası üçüncü Bilgi Derlemesi biraz zorlama oldu ve ilk ikisi kadar ilgi görmedi.

Burada yaptığım hata, elimde hep böyle güzel malzeme olur mu diye düşünmeden bu işe girişmek ve ziyaretçilere bunu her Pazar yapacağıma dair söz vermek oldu. Geleceği canlandırıp her zaman elimde güzel malzeme olmıyacağını düşünemedim.

Teknik Terimlerin Türkçe Telafuzu

İlk videolarımda CSS kelimesini telafuz ederken “CiEsEs” diyordum, şöyle bir tepki geldi, ya “SiEsEs”de ya da “CeSeSe” de. Ayrıca o aralar çevremde gereksiz İngilizce kelime kullanımları duyuyordum ve açıkçası sinirimi bozuyordu bu durum.

Bir de bu şekilde bir tepki gelince kendime şöyle dedim, “Hakikaten Türkçe kullanma konusunda örnek olmam lazım, İngilizce kullanmamak lazım”.

Ama ben burda bir hata yaptım, evet gereksiz yere İngilizce kullanmamak gerekiyordu ama herkesin heryerde İngilizcesini duyduğu terimleri Türkçe telafuz etme çabamda yersizdi. Ve yine ziyaretçilerime söyledim buna dikkat edeceğim dedim, tamam dikkat  de ediyorum ama dediğim gibi, hızlıca alınmış, danışılmadan alınmış, yanlış bir karar.

Videolara Altyazı Eklemek

Donanım Haber’in bünyesine geçmeden evvel de, ben Donanım Haber Web Dersleri bölümü için videolar hazırlıyordum, DH Forumlarından duyma engelli bir üye, videoları  engelinden dolayı duyamadığını yazmıştı, inanır mısınız o kadar moralim bozuldu o kadar üzüldüm ki anlatamam ve hemen DH’dekiler ile konuştum, altyazı ekleyecek teknik imkanımız var mı dedim?

Olumlu cevabı alınca direk yazdım, videolara altyazı ekleyeceğiz dedim, ama işte o an duygusallık sonucu alınmış yanlış bir karar, hiç düşünmedim bu işe zaman ayırabilirmiyim ayıramazmıyım, ne oldu verilmiş ama tutulmamış bir söz daha…

Dolayısıyla

Düşünürken o an ile kısıtlı kalmayın biraz daha “Gelecekte nasıl olur?” sorusu ile beyin fırtınası yaparak, önce bir düşünün sonra kararınızı alırsınız.

3 – Yüksek İlgiyi Doğru Değerlendirin

Blogumda 4 Ağustos’da Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Video Serisine Başladım. Bu video serisinde bir tasarımın XHTML ve CSS kodlarını geliştirecektim ve daha sonra geliştirdiğim kodları kullanarak bir WordPress teması geliştirecektim.

4 Ağustos’dan evvel ziyaretçi trafiğim günlük 250 – 350 arasındaydı, bu serinin haberi hakettiği ilgiyi gördü ve günlük trafiğim 350 – 480 arasına fırladı.

Peki Nerede Hata Yaptım?

Seri 3 bölüm 8 videodan oluşacaktı ve ben sadece serinin tanıtım videosunu çekmiştim, işte ilk bir kaç videoyuda önceden çekmiş olsaydım, sıkışmadan ve söz verdiğim tarihlerde videoları yayınlardım. Ziyaretçilerinde ilgilerini kaybetmemiş olurdum, gerçi bu ilgi kaybı 2. ya da 3. videodan sonra oldu. Çünkü videoların arasına 2, 3 ya da 4 günlük bir süre giriyordu.

Ama işte dediğim gibi önceden videoları hazırlamış olsaydım ilgiyiyi kaybetmezdim. Hatta bu ilginin olduğu zamanlar için başka ilgi çekici paylaşımlar hazırlasaydım, çok daha iyi olurdu.

Bir de ben bu hatayı nişanıma kısa bir süre kaldığını bile bile yaptım, zaten nişan sürecinde 10 gün kadar paylaşımda bulunamadım ve seride yarıda kalınca, seri ile gelen yeni ziyaretçileri kaybettim diyebilirim.

Demek istediğim, blogunuza yeni bir kitle geldiği zaman bunu iyi kullanın ve seri yapacaksanız en azından serinin yarısı elinizde hazır olsun. Ve bir seriye başlarken, eğer yakın bir tarihte nişanınız olacaksa, ya nişanınızdan evvel seriyi bitirin, ya da nişandan sonra yapın seriyi…

4 – Stok Yapmanın Önemi

Arkadaşlar hayatımızda hiç beklemediğimiz anlarda hiç beklemediğimiz gelişmeler olabiliyor, dolayısıyla bir şekilde elinizde yayına hazır 10 ya da 5 paylaşım bulundurursanız, inanın ilerde çok rahat edersiniz.

Bahsettiğim tarzda beklenmedik gelişmeler olduğunda hiç üzülmessiniz bugün paylaşım yapamadım diye, direk stoğunuzdaki paylaşımlardan birini seçer ve yayınlarsınız.

Çünkü hergün paylaşım yapmak çok önemli bir ara olacaksa da bu ara 1 günü geçmemeli, ama işte stok yapmadan bu çok zor!

5 – Klasörleriniz Organize Olsun

Açıkçası şu anda Web Deneyimlerinin dosyaları darmadağın ve gerektiğinde bir dosyayı arayıp bulmam 10 dakika mı alıyor.

10 dakikaya mal olmasının yanında KEŞKE daha düzenli olsaydım vs diyerek moralimin bozulması ve zihinsel olarak yorulmam da cabası.

Ama halbuki organize bir şekilde baştan klasörlendirmiş olsaydım Web Deneyimleri ile alakalı herşeyi aradığımı bulmam maksimum 1 dakika sürecekti.

Arkadaşlar bu enerji ve zamanı tasarruflu kullanmak hakikaten çok önemli çünkü bakın yukarıda bahsettiğim 10 dakikalık bir arama sürecinde gereksiz yere yoruluyorum ve moralim bozuluyor.

6 – Bağlantı Paylaşımı Politikanız Olsun

Blogunuzun popülaritesi arttıkça bir çok kişi sizinle bağlantı paylaşımı yapmak için iletişime geçecek, sizde benim gibi duygusal ve bağlantı paylaşımı hakkında blogunda herhangi bir bilgi sunmayan bir kişi iseniz, bu istekler sizin zamanınızı alacaktır ve zihinsel olarak sizi yoracaktır.

Çünkü insanları kırmak hiç istemiyorum, her ne kadar olumsuz bir cevap verecek olsam da, vereceğim o cevap yapılacaklar listemde bir süre kalıyor ve onu her gördükçe düşünüyorum.

Ama ben en baştan bağlantı paylaşımı yapma şartlarımı yayınlasaydım, insanlar onu okurlardı ya da ben bu tip istekleri o sayfaya yönlendirirdim.

Dolayısı ile zamanım gitmezdi ve bu tip istekler beni yormazdı.

7 – En Baştan Reklam Kutularınız Olsun

Blogumu açar açmaz reklam kutusu koyarsam, kim alacakki o kutuları, boş kalacak büyük ihtimalle diye reklam kutusu koymadım. Ayrıca uzun süre boş kalmaları da kötü bir izlenim olur diye düşündüm.

Ama şimdiki aklım olsaydı direk reklam kutularını açardım. Tamam reklamlarımı alan kimse olmazdı başlarda ama ben onların boş kalmamasını sağlayabilirdim.

Nasıl Mı?

Takas denilen bir kavram var değil mi? Sizinle eşit durumdaki bloglar ile ya da sizden daha iyi bloglar ile iletişime geçerek, reklam takası yapabilirsiniz. Bu şekilde her iki taraf ücretsiz bir şekilde reklam yapmış oluyor ve reklam kutularınız boş kalmamış oluyor.

Ama şöylede bir durum var eğer 6 reklam kutusu açacak olursak bunların 4’ünü takas yapın diğer 2’si reklam vermek isteyenler için boş kalsın, boş kalsın J

8 – Eposta Yönetimi

Ben kişisel epostalarım için GMail’i kullanıyordum, düşündüm ki blogu açınca Microsoft Outlook kurayım ve Web Deneyimleri ile ilgili e-postaları ona kurayım. Ama şimdiki aklım olsaydı Outlook ya da başka bir masaüstü uygulaması kullanmak yerine tüm e-postalarımı GMail üzerinden yönetirdim.

Çünkü GMail’in kullanımı çok kolay, hız sorunu yok ve ben onu kullanırken çok daha az yoruluyorum yani çok daha az zaman ve enerji kaybım oluyor. Ayrıca duymamış olabilirsiniz ama GMail’e normal e-postalarınızı da yönlendirebiliyorsunuz.

Tamam belki GMail’i kullanmak istemeyebilirsiniz ama ne olursa olsun tüm e-postalarınızı bir yerde toplayın, öteki türlü her e-posta kontrolünde hem Outlooka bakıp hem de Gmail’e bakıp gereksiz yere zaman ve enerji kaybedersiniz.

9 – Yorum Yönetimi

Blogumu açtığımda ilk 2 ay boyunca ilk yorumlara hep teşekkür e-postası attım, ve herhangi bir otomasyon programı kullanmıyordum hatta copy paste’de çok nadir yapıyordum, genelde el ile yazıyordum teşekkür epostalarını.

Evet, bu çok zamanımı alıyordu ama güzel bir davranış olduğunu düşünüyordum ve bir çok kişi ile de bu teşekkür epostaları sayesinde birebir iletişime geçme şansım oldu ama sorsanız bana yeni bir blog açsan yine aynı şekilde mi yapardın, cevabım açıkçası hayır olurdu.

Peki Ne Yapardım ve Neden Yapardım?

İlk yoruma eposta atma fikri güzel tamam ama herkese neredeyse aynı mesajı gönderiyorsunuz ve hakikaten bir otomasyon mesajı gibi duruyor, samimi gelmiyor insanlara.

Şimdiki aklım olsaydı, paylaşımıma gerçekten bir katkıda bulunan ya da bana soru yönelten veya yöneltilen soruya cevap veren yorumların sahiplerine, teşekkür e-postası gönderirdim ve bunuda bir defa ile sınırlamazdım.

Böylelikle herkese gönderdikleri yorum ile ilgili bir eposta göndereceğimden, her gönderdiğim eposta farklı olurdu ve eminim ki daha kalıcı iletişimler kurardım.

10 – Soruların Yönetimi

Emin olun bir çok ziyaretçiniz size soru soracaktır, bana haftada ortalama 15 soru geliyor, şimdiki aklım olsaydı bir soru cevap bölümü açardım, ve sorulan sorulara bu bölüm aracılığı ile yanıt verirdim.

Hem aynı soruyu 10 defa cevaplamak zorunda kalmazdım hem de bir soruyu daha önce cevaplamışsam, yine aynı soruyu soranı o cevaba yönlendirirdim ve bu ziyaretçilerime sunduğum güzel bir hizmet olurdu.

Ayrıca ve en önemlisi ben oldukça büyük bir zaman ve enerji tasarrufu yapmış olurdum.

Aman Zaman ve Enerji Hırsızlarına Dikkat

Arkadaşlar ziyaretçilerinizden bir kısmı da sizin MSN adresinizi ya da GTalk adresinizi isteyecektir, kesinlikle hemen adreslerinizi vermek gibi bir hata yapmayın, kişileri tanıyana kadar e-posta aracılığı ile iletişime devam edin. Baktınız soru sormanın edebini adabını biliyor, güzel sorular soruyor, o zaman zaten başınızın üzerinde yeri olması lazım o kişinin.

Ama öyle kişiler çıkıyor ki, düşüncesiz, sizinle alakalı alakasız, her aklına geleni size soruyor, siz müsait misiniz değil misiniz düşünmeden, sanki sizi parayla tutmuş gibi ardarda soruyor soruları. Bazıları bir de cevap vermeyince sinirleniyorlar ki, onlardan bahsetmek istemiyorum burada J

Kısacası ben bu hatayı yaptım ve çok fazla zamanım ve enerjim gitti, KESİNLİKLE siz yapmayın, eposta ile iletişimi sürdürmek en güzeli çünkü e-posta iletişiminde mesafe koymak anlık mesajlaşma iletişiminde mesafe koymaktan çok daha kolay.

SONUÇ

Arkadaşlar bu zaman ve enerji kavramları gerçekten çok önemli, umarım kendimi ifade edebilmişimdir, bu yanlışlarımı paylaştım çünkü ben yaşadım ama siz yaşamayın.

Siz benden daha başarılı olun!


29 Yorum

  1. Bu yaşadığınız olayların bir çoğu yeni başlayan blog yazarlarınında başına gelmiştir. Kendimden biliyorum çünkü hala bir çok konuda “keşke ilk başta sunu da yapsaydım” dyorum…

    İyi bir webdeneyimi olmuş 😉

  2. Merhaba, yazı fazlasıyla güzel olmuş. Henüz yeni sayılabilecek bir blogum var. Daha iyi bir şekilde geliştirmek için tüm anlattıklarınız aklımın bir ucunda bulunacak. :) Böyle güzel bir yazı yazdığınız için teşekkür ederim. :)

  3. Merhaba Volkan. Çok güzel olmuş. Teşekkür ederim. Ben de senin başını çok ağrıttım geçenlerde. Sağolasın mümkün olduğunca cevapladın. Tavsiyelerin her zaman aklımda olacak. Başarılar dilerim.

  4. yazı gerçekten çok başarılı yani yeni yada eski blogcular için bir çok tüyolar var bunları beğendim doğrusu.Site kurup yazmak önemli değil önemli olan ziyaretçi nasıl çekerim,ürünümü nasıl pazarlarım.Bu konuda biraz daha geniş olsa daha iyi olurdu ama yinede yazı güzel elinize sağlık.

  5. Gerçekten çok güzel bir yazı. Daha önce bu tarz bir yazı hiç okumamıştım. Teşekkürler Volkan Abi. Sakin bir kafayla tekrar okumak lazım yalnız yazıyı. :)

  6. Volkan Görgülü’ye teşekkür ederim. Çok güzel ve deyim yerinde ise mükemmel olmuş. Yazma tarzınız , konuşmayı yazıya çevirme yeteğiniz gayet insanları sıkmadan okumayı sağlıyor ki sıkılmadan okudum. Tebrikler.

  7. Merhaba arkadaşlar, bir faydası dokunduysa ne mutlu bana :)

  8. çok samimi bir paylaşım olmuş.

    sevdim.
    özellikle “Teknik Terimlerin Türkçe Telafuzu” bölümünü.

    sevgi ve başarı dileklerimle.

  9. Güzel yazı volkan ellerin dert görmesin :)

  10. Eray Usta

    Volkan gerçekten samimi paylaşım olmuş tebrikler..
    Hep başarılı olursun inşallah 😀

  11. Teşekkürler arkadaşlar, işin gerçekleri bunlar işte :)

  12. Volkan sanıyorum hepsinden önemlisi bir insanın kendi hatalarını görmesi ve bunu kendisine ve başkalarına anlatabilmesi… Belki bu hataların eksiklerin giderilmesinden bile önemli olan bir şey…

    O yüzden tebrikler hatta Helal Olsun diyorum…
    Başarılarının devamını diliyorum…

  13. bu arada temanız cok guzel soyleyım onuda ben cok begendım ıkon ıle uyumlu olmus

  14. Volkan biliyorsundur, 10 yıldır webde yazıyorum ve günlük sayfa gösterimlerim 3000- 5000 arası. Bu rakam önceleri benim için çok önemliydi. Sayı arttıkça kendimize güvenimiz artardı. Evet ilk başladığımda hergün düzenli yazmalıyım tutkusu ile herşeyi yazıyordum. Film çıktı yaz, olay oldu yaz. Şimdi ise sevdiğim konuları yazıyorum ve binlerce insanı çekeceğini bildiğim popüler konuları yazmıyorum. Bu hastalık çok şükür geçti.

    Bugün baktığımda sadece isteğim için ve istediğim zamanda yazdığım ürettiğim ürünlerin mükemmel tepkiler aldığını sevildiğini yayıldığını görüyorum. Seri olsun diye yazmak güzel. Ama 8 de 8 yapmaya zorlanmak çok sıkıcı.

    Zaman yönetimindeki sorun şu: web bağımlılığı bir çeşit hastalık ve artık hepimizde var. Sanki friendfeed e bakmazsak, RSS leri kontrol etmezsek yalnız kalıyoruz. Orada birşeyler oluyor kaçırıyoruz… Herkes, dikkat çekmek sevilmek veya paylaşmak için aralıksız şekilde bombardıman halinde yazıyor.

    Aslında olan bitenin iletişimle ilgisi yok. Ciddi anlamda yalnızlık korkusu.

    Bu saptamayı 10 yıl sonra bugün yazan pek çok blogcu anlayacak. Zaten anlayan ya yazmayı bırakıyor ya da sevgi açlığını ilgi ihitiyacını bir sevgiliyle, gerçek arkadaşlarla, hasta olunca gelip çorba pişirenlerle ailesi ile gideriyor.

    Kısacası bugün çok önemli olduğunu düşündüğün bu satırlara yorum yazanlar afferin diyenler de dahil olmak üzere herkes gelip geçicidir. Blogumdan okuyan 1 milyon 700 bin insan geçen yıl ki maddi sıkıntılarımda veya webde abuksubuk konuşulduğunda kayboldu gitti. Teşekkür eden yazdıklarımla mesleki becerilerini dünyalarını genişletenlerin sesi bile çıkmadı. Gerçek dost olanlar bir elin parmakları kadar kaldı.

    Dolayısıyla yıllar sonra webde boşuna hayatımı harcamışım dememek için bugün sadece sevdiğin şeyleri yap ve yaz. Onları sevenler zaten gelecektir.

    Ben sadece videolarının girişindeki heyecanı görmek için bile sitene girerim. :) Dostluğun ve iyi niyetin yeter. Çalışmalarının kıymetini de bilirim ve desteklerim. Eminim seni seven insanların bir çoğu da aynı şekilde düşünecektir.

    Kısacası kendini çok daha rahat ifade edeceğin ve kaygılarının gideceği zamanlar da gelecek. O zaman tümünün boş olduğunu göreceksin. Bir milyonumuzun takdirinin nişanlının tek tebessümü etmeyeceğini de….

  15. Süleyman Hocam yine noktayı koymuşsun, yüzde yüz katılıyorum. Burada konuşulmayan ufak bir ayrıntı da var, bu işte profesyonel veya amatör olmak.. Bana kalırsa tüm bu söylediklerin benim gibi amatörler için geçerli ama bu işten gerçek anlamda ekmek yemek isteyen ve profesyonelce yapmak isteyenleri başka kriterlerle irdelemek gerekir.

  16. Merhaba Volkan,
    Siteni acildigindan beri takip ediyorum. Bu sure zarfinda yaptigin cikarimlar cogu insanin isine yarayacak turden, paylasim icin kendi adima tesekkur ederim.

    Icindeki heyecanin dinmemesi dilegiyle…

  17. evet harika bir yazı olumuş. Bu aralar bende aynı sorunlarla cebelleşiyorum. (görünüşe gore çoğu blogcunun başına geliyor).
    inzivaya çekileyim diye bile düşündüm. acayip sıkıldım…neyse inzivayı daha sonra düşüneyim 😉

  18. güzel bir yazı olmuş zaman yönetimi çağımızın sorunu özellikle internete bağlı bir pc başındayken çok daha dikkatli olmak gerek herşeye bir anda ulaşmaya başladık , kontrol etmezsek bir anda youtube de saçma bir video ya da gazete sitesindeki bizi hiç ilgilendirmeyen bir haberiokurken bulabiliriz. o yüzden hedefleri baştan iyi seçmeli hedefte saptığını da farkedim geri dönmeyi bilmeli .

  19. Kardeşim çok güzel yazmışsın ellerin dert görmesin ki böyle yazılar yazabilesin.

  20. Çok doyurucu bir yazı. Teşekkürler.

  21. böyle tecrübeli bir kişiden böylesine yararlı bilgiler edinmek çok güzel. yazınız için teşekkürler. ben de blog hayatına yeni atılanlardanım, söylediklerinizi yerine getirmeye çalışacağım. özellikle de şu stok yapmak konusunda. çünkü gerçekten hiç beklenmedik olaylar olabiliyor, veya bazen tıkanabiliyorsunuz. ilham geldiğinde mümkün olduğunca çok stok yapmak lazım=)

  22. hocam teşekkürler. çok güzel yazmışsın .zevkle okudum . samimiyetin için de ayrıca teşekkür ederim

  23. düşüncelerinize kesinlikle katılıyorum

Trackbacks/Pingbacks

  1. Blog Dışı Paylaşımlarım - [...] YAZININ BAĞLANTISI [...]
  2. » Türk Bloglarında Geçen Hafta Mutena tasarımlar, uygulamalar ve teknolojiler. - [...] Deneyimleri blogunun yazarı Volkan GÖRGÜLÜ’nün “Şimdiki Aklım Olsaydı!” yazısı, blog kurmayı düşünen kişiler için yararlı bir yazı. Kendi yaptığı…

Yanıtla ali değirmen


Google Adwords Sertifikalı İş Ortağı Facebook Reklamları Google Analytics Sertifikalı İş Ortağı

Dijital Pazarlamanın Sırları!


Haftalık e-bültenimize ücretsiz üye olun, tüm internet reklamcılığı, online pazarlama içerikleri ile birlikte, yeni dijital pazarlama ürünleri her hafta e-postanıza gelsin! Ayrıca Google Reklam Kılavuzu E-Kitabını da ücretsiz indirin!

E-Bültene Abone Olun