0212 227 27 83 Reklam Danışma Hattı

Ücretsiz Google Reklam Verme Kılavuzu! Hemen İndir!

Kindo.com: Bir yılda exit nasıl yapılır?

Geçen yılın ortalarında kurulan Kindo.com geçen aylar içerisinde MyHeritage tarafından alındı. Peki bu kadar büyük bir rakibin olduğu pazarda Kindo ne yaptı da bir yıl içerisinde exit gerçekleştirdi? Kindo Türkiye yetkilileri Mustafa Alpay ve Oğuzhan Aygören ile Kindo ve Web Girişimciliği üzerine konuştuk…

İnternet sektörüne nasıl girdiniz?

M.A: Neler yapabiliriz internette diye düşünüyorduk. Dünyada ve Türkiye’de internet girişimleri nelerdir, nasıl gelişiyor, kimler yapıyor, bunları araştırdık önce. Bu araştırmalar sırasında, Oğuzhan’ın 6 aylık bir eğitimi olmuştu yurtdışında, oradaki teknolojiyle ve internetle ilgilenen arkadaşlarıyla iletişime geçtik. Oradan Kindo fikri çıktı ortaya.

Kindo fikrini geliştirmek için Londra’ya çağırdılar önce, yaz dönemi geçip okullarımız başlayınca gidemedik, ama online olarak görüşmelerimiz sürdü ve Kindo fikri gelişti. Bu arada destek de aldı Kindo baştan itibaren, garaj hikayelerindeki gibi önce gelişip sonra yatırım almak gibi değildi bizim girişimimiz. Baştan itibaren yatırımcılar ve alınacak para belliydi, sadece fikrin netleşmesi önemliydi.

Londra’da ofis ayarlandı, yurtdışındaki takımlar da netleşince çalışmalar başladı. İlk günden itibaren herşey belliydi, pazarlama anlamında 1 yıl sonra nerede olacağımızı, neler yapacağımızı planlamıştık, çok iyi bir iletişim vardı takımda, mail çok iyi kullanılıyordu, skype, yani teknoloji çok iyi kullanılıyordu. 16 ayrı ülkede olmamıza rağmen iletişim çok kolay olduğundan her yerden haber alabiliyoruz. Dolayısı ile bu bize, diğer aile ağaçlarından sonra piyasaya girmemize rağmen isim yapmamızı sağladı. Hatta şöyle bir şey de var; bir kişi, bir yerde aile ağacı oluşturduysa, başka yerde oluşturmuyordu, buna rağmen Kindo büyük yol katetti. İnsanlara aile ağacı oluşturabildiklerini gösterdik, myheritage gibi bizden önce sektöre girmiş, sektör lideri konumundaki girişimden sonra bile bunu başarabildik. Onlarda pazarlama biraz zayıf kaldığından, ve bizim organizasyondakilerle iletişimimizin iyi olmasından dolayı bunu başardık.

Kindo’nun gelişim sürecinde sizin göreviniz tam olarak neydi?

O.A.: Bizim aslında ana rolümüz şuydu; Kindo’nun Türkiye’ye lokalizasyonu, tercümesi, tanıtımı, PR, kullanıcılarla içiçe olmak var. kullanıcılarla içiçe olmak çok önemli, istekleri var çünkü, onlarla yakınlık kurmak hoşlarına gidiyor. Birisi bakıyor, support@kindo.com‘a mail atıyor, Türkçe cevap geleceğini beklemiyor, biz türkçe ve çok içten cevaplar atınca duygusal bir bağ oluşuyor aramızda.

Yarışmalar düzenledik, “en büyük aile ağacı” gibi, hediyeler verdik, bunları bloglarımızda yayınladık, yerel bloglarımız var, her ülkede ayrı ayrı kültürlere hitap etmesi açısından önemli gördük bunu.

Çevirilere de çok dikkat ettik, en önemli noktalardan biri de buydu. Tamamen aynı çeviriyi kullanmadık. Mesela hatırlatmalar vardır bizde, doğumgünleri, yıldönümleri, etkinlikler vs. Birinin kuzeninin nişan töreni var mesela, o kişiye hatırlatma olarak veriliyor ve yanında bizim kültürümüze has bir mesaj: “Allah mesut etsin”. Kullanıcıya, onu bizden biri olarak gördüğümüz imajı böylece verilmiş oluyor.

Türkçe kelime kullanmaya dikkat ettik, e-mail değil, e-posta dedik.

Anketler yaptık, ve ilginç sonuçlarla karşılaştık. “Ailenizin ne kadarı şehirdışında yaşıyor” diye sorduk. İnternetin daha çok uzaktaki insanlarla haberleşmeyi kolaylaştırdığını düşünerek böyle bir şey sorduk. Amacımız da bu doğrultuda akrabalar arasındaki iletişimi kolaylaştırmaktı. Türkiye’deki aileler büyük ve dağınık durumda, ailelerin %52’si farklı şehirlerde yaşıyor. Diğer ülkelerde bu çok çok daha fazla. Bu da Kindo’ya olan ihtiyacı gösteriyordu.

“Aile ağacını nedir”i insanlara nasıl anlattınız?

O.A: Sitemizde ünlülerin aile ağaçlarını yaptık. Atatürk’ün aile ağacı var, Koç ailesinin aile ağacı var. Son zamanlarda çok ilgi gören televizyon dizilerinden Yaprak Dökümü’nün karakterlerinin aile ağacı var. Böylelikle insanların Kindo’yu hayatlarına enjekte etmeleri kolaylaşmış oldu.

Fikir sizden çıkmıyor, peki sizin bu projeye inanmanız ne kadar zaman aldı?

M.A: Aslında şöyle oldu; bu fikre inananlar vardı, inanmaktan öte canla başla çalışanlar vardı. Düşündük ki, bu çalışmalar karşılıksız kalmaz, illaki güzel bir şey çıkar buradan. Bu düşünceyle inanmak daha kolay oldu.

O.A.: Biz işe başlasaydık ve organizasyon işlemeseydi, çekilirdik tabii. Ama çok uğraş vardı, karşılıksızdı en başta, ama sonra yatırımcılarla anlaşmaya varılınca, güzel sonuçlar alınacağını düşünmeye başladık. Türkiye’de genelde şöyle bir düşünce var; “para kazandırmayan işle uğraşmayacaksın”. Bu düşüncenin aşılması için melek yatırımcılara çok iş düşüyor bence.

M.A: soyagaci.gen.tr diye bir proje vardı, Kindo’dan 6-7 ay önce. Tek bir kişi uğraşıyordu bununla, yazılım, tasarım, görsel, PR, tanıtım, reklam vs vs. şeyleri tek başına yürütemediği için Kindo açıldıktan 1 ay sonra kapandı. Organizasyon çok önemli burada.

Kindo’nun diğer aile ağaçlarından farkı nedir? Sonuçta ilk aile ağacı değil.

O.A: Aile ağaçlarının ortak özelliği; soyağacını çıkarmak, görsel olarak göstermek. Ataları çıkarmak, yani üstsoyu bulmak da bir başka ortak özellik.

Kindo’nun çıkış noktası, diğer aile ağaçlaından farklı olarak, akrabalar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak, mesajlaşma kavramı. İkinci olarak, gizlilik çok önemli görülmüyordu, sonuçta kişisel ve özel bir bilgi. Bunun üzerinde durduk ve güven getirdik. Üçüncü olarak, kullanıcı/yönetici olarak değil, Kindo ailesi olarak gördük kendimizi.

M.A: Herkesin isminin başına bir aile bireyi sıfatı getiriliyordu, kartvizitlerimizde ve mail bilgilerimizde “country manager” değil, “uncle mustafa” yazıyordu mesela :)

Gizlilik ve kullanıcılarla aile oluşturmak sizin elinizde olan bir şey, ama mesajlaşmaya teşviği nasıl gerçekleştirdiniz?

M.A: Aile ağacı bir kere oluşturuluyor genelde, aklına uzak bir akraban geldi, onu giriyorsun tabii ama, giriş periyodun belirli aralıklarla oluyor, düzenli değil. “Şu akrabanızın doğumgünü” gibi bir hatırlatma maili geliyor, öyle giriyorlar siteye.

Kindo’da kullanıcı kolaylığı çok önemliydi, bugün Facebook’a kayıt olurken bile çok problem yaşıyor insanlar, kayıt olma aşamasında bile. Biz kolaylaştırmaya çalıştık her şeyi. Ve eğlenceli kıldık, flashlarla ve efektlerle…

O.A.: Türkiye’de aile ağacı oluşturmak konusunda bizde soru işaretleri vardı, ama kindo’da tam tersine çıktı, 16 ülke arasında en hızlı büyüyen 4. ülke konumuna geldi.

Ortaklık nasıl kuruldu? 16 ülkeden insanlar var organizasyonda, bunlar hisse mi aldı, çalışan konumuna mı getirildi, motivasyon açısından ortaklık gerekmez mi?

O.A.: Farklı yaklaşımlar olabilir tabii, bizimki şöyle oldu; dışarıdan danışman olarak başladık, ortaklıkla başlamak çok zor zaten, ama işin sonunda ortaklık tabi ki olabiliyor, önce full time çalışan olunabilir, farklı yollar olabilir. Bu durumda bir şey söyleyemeyeceğim.

Birleşmeyle ilgili olarak; Kindo’yla MyHeritage birleşmesi nasıl oldu?

O.A.: Kindo’nun kuruluşundan 2-3 ay sonra İsveç’teki merkez, MyHeritage ile bilgi alışverişi için görüşmeye başlıyor. Çünkü o zamanlar MyHeritage aile ağacı siteleri arasında teknolojisi en gelişmiş ve üyesi en fazla olan site. Görüşmelerden haberimiz vardı her zaman, başta da denildiği gibi iletişim çok iyi aramızda. Bu görüşmelerdeki amaç, “MyHeratige’daki özellikler bizde de olsa”, onlar reklam faaliyetlerini nasıl yürütüyor, bunları öğrenmek. Birleşme düşüncesi yok o zamanlar. Kindo Haziran ayında iyice büyümüş ve kendini kanıtlamış oluyor.

Biz bu kadar büyük yerlere gelince, Kindo’nun ve Myheratige’ın bir ortak yatırımcısı var, onun parası kendi arasında yarışmaya başlamış olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu arada Myheratige da Facebook’un yayılmasıyla ilerleme ve farklı pazarlama yolları denemeye karar veriyor. Kindo’yu incelediklerinde de kendilerinden farklı özellikleri görüyorlar ve Myheratige’a eklemek istiyorlar. Bu noktada satın alma kararı alıyorlar, görüşmeler başlıyor.

MyHeratige’ın Kindo’yu satın alma kararını vermesindeki en büyük etmenin Kindo’daki organizasyon olduğu çok açık. Peki bu motivasyon nasıl sağlanıyor?

O.A.: Öncelikle bir araya gelen insanlar sıradan insanlar değil, internete ilgi duyan ve internette iş yapmak isteyen insanlar. Ve aynı zamanda işin nasıl yürümesi gerektiğini bilen insanlar. Aradaki iletişim iyi olunca, etkileşim de çok iyi oluyor ve motivasyon buradan sağlanıyor. Skype üzerinden düzenli olarak toplantılar yapılıyor. Dökümanlar Google Docs’ta saklanıyor. Ülkeler arasında da birebir toplantılar oluyor. Bunlar da bilgi alma açısından, “biz yaptık tuttu, sizin ülkenize uyarsa siz de yapın” tavsiyeleri…

M.A: Organizasyonda her şey çok belirgin, herkes kendi işini yapıyor, diğer işlerin üzerinde durmuyor. Lokalizasyonda görev alanların teknik konuda kiminle, PR konusunda kiminle, bilgi alma konusunda kiminle irtibata geçmesi gerektiği belli. Onun için sistem tıkır tıkır işliyor. Bu da bir başka motivasyon nedeni.

O.A.: Kindo’nun 4 ana ortağı birbirini tamamlayan özellikte, ikisi teknik konuda, ikisi pazarlama kısmında uzman ve networke sahip insanlar. Bizim irtibata geçmemiz söylenen insanlar da bu 4 ortağın çevresinden insanlar. Yani bu demek oluyor ki, “benim bir fikrim var, her şeyi ben yaparım”la olmuyor, çevre ve organizasyonun sağlam olması gerekiyor.

Kindo’nun satışı gerçekleşti. Peki bundan sonra ne gibi projeleriniz var?

M.A: Projelerimiz var tabi. Bu sefer biraz daha reel hayatın içinde, yine internet üzerine tabii ki, ama cep telefonlarında da özellikler artınca, 3G gibi, buna yönelik bir şeyler olacak.

O.A.: O da sosyal network olacak, biraz daha özelleşmiş bir alanda, konu da “cep telefonu kullanıcıları ve internet kullanıcılarının entegrasyonu” diyelim, burada bırakalım :)

Global olarak mı düşünüyorsunuz bunu, sadece Türkiye’de mi?

O.A: Kindo bize şu vizyonu ve çevreyi verdi, “biz bir projeyi baştan itibaren tüm dünyada geçerli olacak halde sunabiliriz”. Çünkü Kindo ilk değildi, ilk olmadığı halde en kısa sürede en iyi çıkışı yapan şirket oldu. Bu örnekle ve yaptıklarımızla bu güveni ve gücü kendimizde görüyoruz.

Yeni web girişimcilerine örnek olması açısından ; yeni projeniz için ne gibi çalışmalar yaptınız, sunumlar, yatırımcı arayışları, teknolojik uygulamalar vs. bunları nasıl yaptınız?

M.A: Şu anda biz projenin üzerimize düşen her kısmını gerçekleştirdik, projenin bize düşen bölümü tamamlandı. Projenin ana fikri, hitap ettiği kitle, hangi ihtiyaca cevap verdiği şekillenmiş durumda. Bunun için gerekli teknolojik uygulamalar da tamamlanmak üzere. Üzerimize düşenler şimdilik sadece bu kadar. Devamında yatırımcı görüşmeleri için sunumlar hazırladık, ve görüşmelere başladık. Bu görüşmeler sonucunda, projemizin eksik yanlarını görüp, görmediğimiz yanlarını tamamlamaya çalışıyoruz.

Yatırım konusuna gelince. Kindo gibi mi başlamak lazım, yoksa garajda başlayıp, sonra yatırımcı mı bulmak iyidir, projeden projeye değişir mi sizce?

O.A.: Değişir. Önce fikre, sonra bu fikrin gerçekleşmesi için gereken kaynaklara bakmak lazım. İnternet projeleri için öncelikli gereksinim teknik bilgidir, garajdan çıkan fikirlerin teknik bir üstünlükleri vardır her zaman. İkinci olarak çevredir, diğer insanları çekecek, siteye katkı sağlayacak bir çevredir. Onun dışında ihtiyaç iş gücüdür. Bir insanın tek başına bir işi yapması çok zordur. Gidebildiği yere kadar gitmeli, ama tıkandığı yerde de yardım almasını bilmelidir. Yatırım da böyle bir şey, fikirden fikire, projeden projeye değişir.

M.A: Başta yatırımcıyla başlamanın şöyle bir katkısı var; ben projeye inanıyorum ama, başkasının da bu projeye inandığını görmek bir motivasyon, birinin yatırdığı parayı çarçur etmeme çabası da ayrı bir motivasyon sağlıyor.

Kindo sayesinde yurtdışındaki startup ve yatırımcılarla tanıştınız, peki sizce Türk Web sektörü ne durumda?

O.A.: Türk internetinde iş modeli genelde e-ticarete dayalı. Kullanıcı odaklı servislerde pek yok, varsa da çok gelişmemiş. Bunun nedeni sanıyorum kullanıcı odaklı olmanın gerektirdiklerinin zorluğu. Birinci olarak kullanıcı sayısını arttırmak için reklam ve tanıtım yapılması gerekiyor, topluluğu sürekli tutmak için bu gerekli. İkinci olarak kullanıcıları sitede tutmak, bunun için teknik bilgi, teknik destek ve sürekli güncellenen, yenilenen site içeriği ve fikir gerekiyor. Bunların sağlanması için gerekli olan şeyler de sabır ve para. Ama Türkiye’de ne sabır var, ne para var. Türk web girişimcileri ne zaman sabırlı olur, parası olur, o zaman Türk webinde iş modelleri değişir, gelişir.

Mustafa ve Oğuzhan, Kindo başarısı için sizi kutluyorum. Yeni projelerinizde de bunun gibi başarılar yakalamanızı temenni ediyorum. Web girişimcilerine katkıda bulunacağınızı düşündüğüm bu röportaj için de teşekkür ediyorum.

M.A: Biz teşekkür ederiz.

O.A: Teşekkürler…


7 Yorum

  1. Oğuzhan Aygören ile Webrazzi&Techcrunch etkinliğinde Startup oturumunda tanışmıştık. Bu güzel başarı hikayesi için onun nezdinde tüm kindo ailesini tebrik ediyorum. Ve tabi bu güzel röportaj için bir teşekkürü de Mehmet Cihangir hak ediyor.

  2. Mustafa Alpay’ı senelerdir tanırım, azimli biridir. Vakti evvelinde bir de ortaklık denememiz olmuştu, tutmadı neyse :) Birgün adından söz ettireceğini ve girişimci ruhunu asla bırakmayacağını biliyordum.

    Kindo’ya bir kez girip bakınmıştım. Biz üreticiler sadece bakarız :) pek kullanmayız. Hayırlı olsun diyelim.

  3. Eren Erdoğan

    Oğuzhan Aygören kuzenimdir . Tebrik ederim Oğuzhan Abicim başarılar . . .

  4. Ceren Sipahioğlu

    Bende Mustafa Alpay’ı Boğaziçi üniversitesi’nden tanırım, zekasıyla karizmasını kullanıp bişeyler yapacağına zaten inanırdım, inşallah çok daha büyük başarılara imza atar, tebrik ederim mustafa :)))

  5. Kindo ekibini bu kadar kısa sürede başarıyı yakaladıkları için tebrik ediyorum, aslında şanstan öte çalışmaları ve tecrübeleri mevcut. Ben ekipten Mustafa Alpay arkadaşımız ile tanışma ve fikir alışverişi yapma şansı buldum haalada devam ediyoruz. Kendisini tanımasam bu bir rastlandı, şans derdim fakat tanıdım ve zekasını nasıl kullandığını, tecrübeli, sakin ve saat göz etmezsizin çalıştığını gördüm. Araştırmacı, girişimci ve iş bitirici yönlnerini kullanarak yeni projelerde kendisine başarılar diliyorum.

  6. cok guzel bir roportaj olmus,benim bir sorum olacak hali hazirda baslangic asamasindaki bir proje icin diger ulkelerden PR nasil bulunur?
    ulke ulke danisman PR listesi veren bir internet stesi var mi?

  7. Selam,

    Yolda giderken görmüştüm,okulda görürdüm,karizmatik adamdı,zaten belliydi yapacağı vs vs…

    merak ediyorum eger bu projesi başarılı olmasaydı bu insanlar ne düşünürdü:)

    Ben tanımıyorum kendinisini ama okudugum kadarıyla gercekten iyi iş çıkarmış..

    Türk gençliğine ve girişimcilere örnek olacak bir konu.

    Emeği geçen herkese teşekkürler

Yanıtla Seo Teknikleri


Google Adwords Sertifikalı İş Ortağı Facebook Reklamları Google Analytics Sertifikalı İş Ortağı

Dijital Pazarlamanın Sırları!


Haftalık e-bültenimize ücretsiz üye olun, tüm internet reklamcılığı, online pazarlama içerikleri ile birlikte, yeni dijital pazarlama ürünleri her hafta e-postanıza gelsin! Ayrıca Google Reklam Kılavuzu E-Kitabını da ücretsiz indirin!

E-Bültene Abone Olun