0212 227 27 83 Reklam Danışma Hattı

Ücretsiz Google Reklam Verme Kılavuzu! Hemen İndir!

İşletme Yönetimi: Çalışan 2.0 > Şirket 2.0

Karınca kolonilerini düşünün… Öyle ki; her şey düzene ve kurallara bağlanmıştır. Herbir bireyin, herbir işçi karıncanın görevi ve sorumluluğu bellidir ve bunu tam olarak yapmak ile sorumludurlar. Her şey gereğince bölüşülmüştür. Çalışanlar görev yerlerinde sadece kendine denileni yapmakla yükümlüdür. Ne eksik, ne fazla…

Eğer Tarım Çağı ya da Sanayi Çağı’na bakarsanız, bu insanlar için de geçerli idi. Tarlasını süren çiftçi sürme işini yapmakla yükümlüydü. Fabrika işçisi bir parçayı alıp yerine koymakla yükümlüydü… Ne eksik, ne fazla… Ama Bilgi Çağı’nda durumlar değişti.

Makinalar insanların yerini alacak, çalışanlar açıkta kalacak denildi. Ancak görülüyor ki, bu ‘yetenekli çalışan’ olmayan için geçerli olabilir. “Talent” kelimesini tam olarak karşılamadığını düşündüğüm ‘Yetenekli Çalışan’ demek yerine modaya uygun 2.0 takısını kullanarak ‘Çalışan 2.0′ diye tanımlamak istiyorum bu yeni çalışan modelini. Rekabetin ürün ve servislerden öteye, alıcıda yarattığı deneyim ve duygu ile değerlendirildiği bu yeni düzende, Çalışan 2.0 şirket için bir marka temsilcisi değil, markanın kendisi haline geldi.

(Not: ‘2.0′ kullanımını sadece ‘yeni’ tanımı için değil aynı zamanda müşteri yaklaşımlarındaki açık ve etkileşimli yapısını da göz önüne alarak kullandım.)

Çalışan 2.0;

İhtiraslıdırlar. Bunu gözlerinden anlarsınız. İşine bağlıdır, enerji doludur ve herşey ile ilgilidir.

Aksiyon halindedirler. Onları pek yerinde bulamazsınız. İş üstündedirler.

Meraklıdırlar. Herşeyi bilmek isterler.

Biraz delidirler. Diğerlerine benzemezler. Akıldışı istek ve taleplerde bulunur, aynı gariplikte fikirler atarlar.

Herkesi heyecanlandırırlar. Sadece kendi değil, etrafındakilere de ilham kaynağı olurlar.

İş bitirmeyi bilirler. Zaten aksiyon adamı olan bu kişiler, işi bitirmek için ne gerekiyorsa onu yaparlar.

Şirketlerinize Çalışan 2.0’lar alın. ‘Görev adamı’nın dönemi bitti. Yaptığı işin üzerine bir şey koymayan, işten çıkıp eve gitmek için dakika sayan çalışanların şirkete bir faydası yok (Not: Tabii siz de onun dakikalarını saymamalısınız). Bu yeni dönemde çalışma saati diye bir şey yok. Her saat çalışılınabilinir, önemli olan alınan sonuçtur.

Büyük-küçük her şirkette işe geliş gidiş saatleri vardır. Genelde saat tutma işini müdürler kendilerine görev edinmiştir. Akılsız demenin imkanı olmayan bu müdürlerin çalışanların (Çalışan 1.0), isterse masasının başında da vakit geçirebileceğinin farkında olmaması imkansızsa, bu bekçilik görevini bu müdürler (Müdür 1.0) neden yaparlar hep merak etmişimdir.

Müdür 2.0;

Motive eder. Adam değiştirmeye değil, değiştirilemez adamlar yaratmaya odaklanır.

Yön verir. Yapılması gerekeni söylemez, gidilmesi gereken sonucu gösterir, yön verir.

Oyuna katılır. Oyunun planını takım ile yapar, oyunu takım ile oynar.

Fırsatları dağıtır. Fırsatları dönüştürmeye, her şeyi kendi yapmaya kalkmaz, dağıtır. Sorumluluk ve inisiyatif verir.

Çalışanları birleştirir. Çalışanları düzeltmek yerine, birleştirip çözümü bulmalarını sağlar.

‘Neden’in cevabını arar. Her sorusu ‘neden?’ olabilir.

Çalışan 2.0 > Müdür 2.0 > Şirket 2.0

Şirketleri insanlar oluşturur. Şirketinize aldığınız insanların kalitesi, aklı, yeteneği şirketinizin kalitesi, aklı ve yeteneğini belirler. Çok para verilen adam ya da çok çalışan adam ‘iyi adam’ demek olabilir ama artık ‘iyi adam’ dönemi bitti. ‘İyi’ artık yeterli değil. ‘Değişiklik’ yapacak adam, yaptığı işin üzerine HERGÜN birşeyler koyacak adam, HERGÜN farklı olmayı deneyecek adam yeni adam. Çalışan 2.0’ların yaptıkları Şirket 2.0’ın iş yapışını ve çalışma şeklini belirler.

Şirket 2.0, çalışanlarını her şeyin önüne koyar. Yetki verir, sorumluluk verir.

Şirket 2.0′da rakamlar sadece yapılan işlerin bir sonucudur. Bu sonuçlar şirketin değerini belirlemez. Şirketin değerini; entellektüel birikim, pazarlama, deneyim gibi şeyler belirler.

Şirket 2.0 deneyim odaklıdır, ürün ya da servis değildir ürettikleri.

Şirket 2.0‘ın yarattığı deneyimler ses getirmelidir. Eşi benzeri olmamalıdır. Unutulamaz olmalıdır. Kullanıcının hayallerini gerçekleştirmelidir. Basit olmalıdır.

Şirket 2.0 maliyet merkezlerine değil kar merkezlerine odaklanır. Fırsat odaklıdır. Karını maksimize etmeye çalışır, maliyetlerini minimize etmeye değil.

Şirket 2.0 için müşteri tekrar satış yapılması gereken bir yer değil, bir reklam alanıdır. Müşteri aldığı şeyler hakkında konuşmalıdır.

Şirket 2.0 için bilgi her şeydir. Verimlilik ve üretkenlik odaklı prosesler yoktur, çünkü proseslerin kendisi verimlilik ve üretkenlik için engeldir. Bilgi ve diğer birçok şey herkese açıktır.

Girişimciler, yolun başındayken büyüklerden gördüklerini değil, yeni düzenin gereklerini uygulamaya almalılar bence. Girişimciler için büyük rakipleri karşısında innovatif avantaj yaratacağı için Şirket 2.0 yaklaşımını şirket kültürü haline getirirlerse başarının kısa vadede gerçekleşmesi çok muhtemel.

Bugün girişimci olsaydım ne yapardım? (tamamen rastgele yazıyorum)

  • Şirketime alacağım adam ile mülakat yaparken ne bildiğine değil (temelleri bilsin yeter), ne kadar akıllı olduğuna, ne kadar istekli olduğuna ve ne hayalleri olduğuna bakardım. Bana göre bilgi öğrenilebilinir, yeterki akıllı olunsun.
  • Şirketimde çalışma saati kavramını ortadan kaldırırdım. Sonuç önemlidir, masa başına geçirilen saat değil.
  • Maaşları esnek bırakırdım. Ne kadar ekmek o kadar köfte. Hatta çalışanları (bildiğim kadarıyla legal engelleri var gerçi) kısmi ortak ederdim şirketime.
  • Satacağım ürünün özelliklerini pazarlamak yerine yaratacağı duygu üzerine odaklanır ve ürünü bu şekilde satar ve pazarlardım. ‘Good Enough’ artık yeterli değil. İnsanlar farklı deneyimler yaşamak istiyorlar.
  • Çalışanların ürünleri çok iyi bilmelerini sağlardım. Sadece satıcıların değil. Birçok şirkette çalışanlar ürünlerini bilmez, buna çok şaşırırım.
  • Çalışanların aykırı fikirlerini ödüllendirmeyi düşünürdüm. Şaşkınlar yaratacak projeler denebilecek projeleri oluşturmaları için gönüllendirirdim.
  • Yapılacak ürünler ile müşterilerin mutlu müşteri olmaktan öteye taşımaya ve sanki bir kulübe üye olmuş gibi hissetmelerini sağlamaya çalışırdım. ABC ürünü kullanıcıları kulübü.
  • Ürünlerin müşterilerin ‘cebine uygun’ değil, ‘moduna uygun’ olmasına dikkat ederdim.
  • Tasarım’a önem verirdim. Tasarım dizayn demek değildir. Çözüm tasarlayacağım sorun için %80 vakti tanımlamaya ayırırdım. Az, öz, elegan, basit, temiz, güzel.

Durum hala 2.0 iken artık paçaları sıvayıp dalmak lazım, yoksa bu farkı kapamak oldukça zor olabilir…


2 Yorum

  1. Burak Tezcan

    önemli bir konuya değinmişsiniz Göktuğ bey. faka Türkiye için bu tür yaklaşımlardan bahsetmek oldukça güç olacaktır diye düşünüyorum

  2. Gamze Güleç

    Çok objektif bir iş analizi olmuş.Fakat yukarda da bahsedildiği gibi Türkiye de bu tür innovasyonlardan bahsetmek çalışan için riskli olabiliyor kimi zaman :)

Yorumunla değer kat...


Google Adwords Sertifikalı İş Ortağı Facebook Reklamları Google Analytics Sertifikalı İş Ortağı

Dijital Pazarlamanın Sırları!


Haftalık e-bültenimize ücretsiz üye olun, tüm internet reklamcılığı, online pazarlama içerikleri ile birlikte, yeni dijital pazarlama ürünleri her hafta e-postanıza gelsin! Ayrıca Google Reklam Kılavuzu E-Kitabını da ücretsiz indirin!

E-Bültene Abone Olun