0212 227 27 83 Reklam Danışma Hattı

Ücretsiz Google Reklam Verme Kılavuzu! Hemen İndir!

Girişimden yatırıma Türk internet sektörü

eBay Avrupa YK uyesi, GittiGidiyor YK uyesi ve eBay Turkiye temsilcisi Sina Afra ile girişimden yatırıma, e-ticaretten servislere detaylı bir söyleşi yaptık…

Merhaba Sina Bey, bize biraz kendinizden bahsedebilirmisiniz?
Babamın hariciyeci olması sebebiyle yaklaşık 40 yıl yurtdışında yaşadım, Almanyada işletme bitirdim. Devamında 13 sene KMPG de çalıştım ve partner olduktan sonra ayrıldım ve bundan 4 yıl once de eBay’e geçtim. Başlangıçta Almanya eBay’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yaparken, Avrupa’da da “merger” ve “acquisition”lardan sorumluydum. 2007 mayısta Gittigidiyor’un hisse alımında bizzat sorumluydum devamında da eBay Türkiye sorumlusu olarak buraya geldim ve artık İstanbul’da yaşıyorum. Şu an halen eBay’in Avrupa’daki büyük çapta alımları ile ilgileniyorum.

“Deal” demişken? Sitelerin değerlemeleri nasıl gerçekleşiyor?
Burada tam bir denge unsuru var, alıcının stratejik önceliklerine bakmak gerekiyor. Alıcı borsadaysa büyüme hızına büyüme katmak istiyorsa, normalin çok daha üzerinde paralar ödenebilir ama sonuçta 3 öncelik var; s
1. Sitenin “intellectual property” dediğimiz kağıda zor dökülen fikri değeri.
2. Trafik boyutu; hızlı bir şekilde üye veya trafikte büyümesi ve bunun kattığı değer
3. Yapılan ciro ve kalan kar. Bunun da multiple ve dcf yontemleri dediğimi iki yolu var. Oturmuş firmalarda dcf(Discounted Cash flow) diğerlerinde ise multiple kullanılır.

Biraz daha canlandırmak adına; fazlasıyla hit alan, bağımlısı olan üyeleri bol bir site var, ama girişimcinin sermayesizliğinden dolayı gerekli geliştirmeler yapılamamış ve normalin çok altında kazanıyor site. Bu durumda nasıl bir yaklaşımda bulunulur?

Alıcı her zaman bir karar vermek zorunda, burada iki soru var;
Ne kadar para vereceğim?
Ne kadar risk alacağım?

Riskimi düşürebiliyorsam daha fazla para veririm, mesela trafiği yüksek ama bunu paraya çevirememiş bir siteyi düşünelim, bu genelde yeni kurulan başarılı siteler için geçerlidir. Burada ilk baktığım şey girişimcilerin ne kadar kabiliyetli ve hevesli olduklarıdır, yani beni ne kadar inandırırlarsa o kadar çok esnek olurum para konusunda. Ama sonunda bu olayda satıcı açısından hep şu var; ne kadarımı elden veriyorum, ilerideki değerden ne kadarını ucuza veriyorum. işte “dealmaking” dediğimiz olay bu!

Peki şu an Almanyada e-ticaret sektörü nasıl?

Sayılardan çıkalım; Almanya’daki e-ticaret hacmi 22-24 milyar euro olarak tahmin ediliyor. Burada kullanılan genel kabul görmüş bir sistem var ve bu klasik e-ticaret sitelerinin bir ülkedeki işlem hacimlerini ölçer, bunun içinde de bildiğimiz hepsiburada, gedikgross tarzı b2c siteler, seri ilan siteleri ve pazaryerleri ile servis sitelerinin yaptığı cironun toplamıyla hesaplanıyor.
Aynı şey ile Türkiye’ye yaklaştıgımızda, elimizde sadece BKM verileri var ve 4 milyar euro civarında olduğunu söylüyor. Yani Almanya’nın 6’da 1’i gibi oluyoruz. GSMH’yı da kattığımızda alım gücünü hesaba kattığımızda(7bin Türkiye’nin – 32 bin Almanya’nın) gereken pazarın yaklaşık 6 milyar olması gerekiyor.

Diğer tarafta Almanya’daki pazar oturmuş durumda ama bizde pasta halen büyüyor, rekabet birbirinden çalmıyor. Almanya’daki pazarı bizden 2-3 sene ileride kabul edersek şunu görüyoruz;
Almanya’da penetrasyon çok yüksek; Türkiye’de 70 milyonda 25 milyon kullanıcı var(%37’lik penetrasyon), Almanya’da bu yaklaşık %59.
Bunun üzerine insanların internete girdiğinde search chat ve oyun ile başladığını düşündüğümüzde, Türkiyede alışveriş bilincinin oturması için de daha önümüzdeki yıllar olduğunu söyleyebiliriz.

Dolayısıyla ilk aşamada interneti kullanabilecek maksimum kullanıcıya ulaşılacak(penetrasyon), devamında da internet kullanıcıları chat oyun ve search’den ziyade daha bilinçli kullanıma yönelecekler. Bunların neler getireceğini de ancak bekleyip görebiliriz.

Peki Türkiye İnternet pazarını nasıl buluyorsunuz?

Türkiye internet alanında yatırım yapmak için nadir bulunabilecek özellikler taşıyor.
Almanya’daki eTailer dediğimiz siteler 50 binin üzerinde… Türkiye konusunda ise tahminde bulunmak ne kadar zor olsa da, yaklaşık 100 farklı ciddi çalışan bilinir siteler bulunuyor ama sonuçta toplasak 1000’i geçmez… İlerleme zamanla olacak ve bu süreç böyle işleyecek, hatta ilk aşamada kurulacak siteler ve yer yer pazardan çekilmeler yaşanacak, estore, weblebi gibi…
Bu konuda da şu tür yaklaşımlar görüyorum; Türkiye’de bir e-ticaret sitesi iflas ettiğinde herkesi bir anda bir üzüntü alıyor, “allahım gene bir şirket gitti, güvensizlik artıyor!” aslında hiç telaşe edecek bir şey yok. Bu, pazarın verimli olmayan şirketleri elimine etmesidir, hangisi sağlam iş yapıyorsa o kalır diğerleri gider… Nasıl köşedeki bakkal kapandığında kimse “perakendecilik öldü” diyemiyorsa burada da durum aynı!

Dolayısı ile önümüzdeki 3 senede niş siteler olsun, b2b, b2c olsun her türlü yeni eticaret siteleri açılacak ve pazar bir şekilde oturacak, hatta bu konuda yurtdışında bir çok firmada buna göre hazırlıklarını tamamladı ve pazara girmek için an kolluyorlar. Bu şekilde sektörün gelişmesi ile de daha güçlü yapılar ortaya çıkacak, örneğin fiyat karşılaştırma siteleri çok daha önemli hale gelecek, devamında türkçe kataloglar artacak – ne kadar gerekli bir argüman olsa da şu an sadece Cimri’de var-

Peki türkiyede en çok eksik oldugu site türü hangisi sizce?

Bunu cevaplamadan önce şöyle başlamak istiyorum, e-ticareti 3’e ayıralım;
1  Seri ilan
2. eTailer
3. Pazaryerleri

Seri ilan sayfalarına baktığımızda bir tane büyük yatay çalışan değişik ürünler barındıran girişim var… Sahibinden.com bu konuda yurtdışında çok daha fazla örnek var o yüzden burada açılımlar olacaktır. Dikeyine sayfalar da var ve bu konuda Türkiye oldukça oturmuş. Özellikle Doğan Grubu bunu bir şekilde idare ediyor. Bundan sonra ancak niş oyunlar gelebilir, mesela sadece 3. katta yüksek anadolu yakasındaki gayrimenküller gibi veya tatil odaklı emlak siteleri gibi…
Kariyer konusunda da aynı şey geçerli, kariyer.net yenibiris.com gibi örnekler ile pazar doymuş durumda. Burada da niş oyunlar ile girilebilir pazara.
Bu tür bakir alanlarda niş girişimler gençler tarafından yapılırken, horizontal olanlar yurtdışından gelen girişimler ile sağlanacaktır diye düşünüyorum…

e-tailer konusuna dönecek olursak, internetteki kişilerin adedini düşününce artması gerekiyor, ama hepsiburada gibi her şeyi satabilecek girişimler olacağını sanmıyorum. Özel ürünler ve niş alanlarda -sadece tekstil ürünleri satan siteler- gibi örnekler çıkacaktır diye düşünüyorum…
tabi bu arada fiyat karşılaştırma siteleri, ürünlerin kalite ve fiyatlarını daha sağlıklı hale getirecektir.

Tatil sektörü söz etmeden geçemeyeceğimiz kadar önemli bir alandır, şu an halen online reklamcılıkta en çok para harcanan sektör. Şu an ne kadar büyükler olsa da bu alanda yurtdışına kıyasladığımızda daha bir çok tatil portalını bu pazarına kaldıracağı aşikar.

Pazaryerine geldiğimizde ise “network effect” dediğimiz bir olgu karşımıza çıkıyor. Network Effect nedir? eğer bir pazaryerinde yeterli seviyede trafik varsa başka bir pazaryeri arayışına girilmiyor. Dolayısıyla tekel faktörü oluşuyor, eBay olarak da 38 ülkede faaliyet gösteriyoruz ve hepsinde de eBay lider konumda…

Peki bu noktada eBay bu yüzden mi Gittigidiyor.com ile çalışmayı seçti? veya neden tek başına girmedi?

Bunun cevabı aslında çok basit, 2004’ten beri her yeni pazara giriş bu şekilde oldu. Öncelikle azınlık hissesi tutuyoruz ve devamında hisse büyüyor %100’e doğru ilerliyor. Küçük hisse ile başlamaktaki önemli amaç birlikte çalışağımız kişileri ve pazarı daha yakından tanımak. İkincisi de risk yönetimi; %100’ü baştan almak çok daha büyük bir risk taşıyor, bu yüzden de yavaş yavaş süreçle hisseyi büyüterek riski de dağıtmış oluyoruz.

Gittigidiyor eBay’den neler öğrendi? eBay Gittigidiyor’dan neler öğrendi?

eBay Gittigidiyor’dan güvenli ticareti öğrendi ve öğreniyor. Bu dünyanın hiçbir yerinde olmayan birşey, hatta Hindistan eBay bile birçok şeyi direk sorarak öğreniyor. GG eBayden ne öğrendi dersek de, kurucu arkadaşlara sormak daha verimli olacaktır :)

Türkiye’de paypal ne zaman tam olarak aktif çalışmaya başlayacak?

Türkiye bizim için 2006’dan beri stratejik bir ülke önceden de saydığım nedenlerden dolayı, doğal olarak en kuvvetli oldugumuz alanda başladık biz devamında skype’ı devreye soktuk doğan online ile anlaşarak 2006’da, ve devamında elimizdeki 3. büyük site paypal… Paypal için 2009 türkiye için hazırlık senesi, o yüzden Paypal’i Türkiyede şu an için halen rakibi olmamasından dolayı süreci oldukça hızlandırmaya çalışıyoruz ama yaklaşık olarak 2010’un ilk çeyreğini bulacaktır diye düşünüyorum…

e-ticaret siteleri ve internet servisleri arasındaki artılar ve eksiler nelerdir? yani Facebook mu? eBay mi?

Bunu ancak sayılarla ifade edebilirim;
İyi bir seri ilan şirket %40 üstünde
İyi bir eTailer -çok iyiyse- %7 oranında(hacim büyüktür ama kar azdır)
İyi bir pazaryeri %50 üzerinde
İyi yönetilen bir servis(dating, social network vb.) duruma göre %40 üzerinde kar sağlar…

eTailer bunların arasında en zorudur, çünkü hep ufak marjlar vardır ve ticaret bilgisi gerektirir. Ama diğer alanlara çok daha rahat girilebilir. Servis diye nitelendirdiğin siteler ise insanların e-ticaret sitelerine nazaran katkat daha fazla vakit geçirdikleri ortamlardır. Ve uzun vadede bu çok değerli bir hal alır. Çünkü vakit geçirdiği ve güvendiği ortamda kullanıcı birşeyler alabilir hale de geliyor, örneğin Nokta grubunun fotokritik.com’da pazaryeri açması biraz bu mantıkla ilgili…

Gelir modellerini nasıl kategorize ediyorsunuz?

internette para kazandıran 3 model var;
1. e-ticaret -ürün satılır marjınızı alırsınız-
2. Reklam -hitiniz üzerinden reklam alırsınız-
3. Üyelik ile çalışan sistemler -üyelerinize verdiğiniz hizmet karşılığını alırsınız-

Bu 3 modelden birini seçmek zorundasınız. burada aldanılmaması gereken bir konu var ki -dünyada iki örnek var hep gözümüzün önünde- bir gelir modeli olmadan çok yüksek miktarlarda yatırım alan Facebook ve Twitter, bunların istisna oldukları unutulmamalı…  Bu tür oluşumların hepsi iflas ediyor, örneğin bugün Youtube halen ayakta ise bu Google’ın onu sırtında taşımasındandır…

Türkiye global projeler çıkartabilecek hale ne zaman gelecek?

Bunun oluşması için iki ayağın sağlam temellenmiş olması lazım!
Biri girişimci; eğer girişimciler klonlara yönelmezse -copcatten vazgeçerse- ve fikirler çıkartırsa o zaman global oynayabilir. Mesela türkiyenin ilk 25 sitesinin(trafik olarak baktığımızda) 13 tanesi türklerin elinde. Hepsiburada, haber siteleri, ekşisozluk, blogcu vb.
Bunların hangilerini Klon olmayanları seçtiğimizde ise elimizde sadece eksisozluk ve geçmişte itiraf.com kalıyor. Ama eğer copycat yapıyorsanız -ki bunu yapmak için bin tane nedeniniz var- bunun global olması oldukça uçuk bir hayal olur. Mesela gittigidiyor’un güvenli ticaret modeli dünyada bulunmayan bir sistem, ama tabiki bu tür pazaryerlerini orijinalleri zaten var oldugundan gittigidiyor’un dünyayı sarması gibi bir şey oldukça küçük bir ihtimal…

İkinci ayak ise Türkiyenin yapısı; fikir ne kadar başarılı olursa olsun öncelikle para olması lazım ki global proje halini alabilsin. Para bulmanın da Türkiye’de 3 yolu var;
1.Aile ve dostlar: genelde de yüzbinlerce dolar çıkmaz…
2.Yatırım melekleri: Türkiye’de benim tanımıma göre neredeyse bu yok! Normalde yatırım melekleri birinci kuşağın başarılı çıkmasıyla oluşan yatırımcılardır, ki Türkiyede bizim 1. kuşağımız var(hepsiburada, gittigidiyor, eksisozluk, yonja vb.),özveri ile sektörü bir yere getirmişler… bunların hepsi başka yatırımlara da imza atmış ama hepsi gene kendi yatırımları… yatırım meleği olarak ben sana para veriyim %5 alıyım, git sen işini yap, yılda bir rapor verirsin tamamdır…
3. Venture capital:Bu firmalar ise zaten başarıyı yakalamış girişimlere destek veriyorlar dolayısı ile önceki aşamanın hallolması lazım öncelikler. Bu konuda da türkiye oldukça geride kalıyor diğer ülkelere nazaran…

Girişimcinin Durumu!
Girişimciler için gereken ortalama yıllık sermaye 300bin lira… Bunu aileden bulmak oldukça zor, yatırımcıya gittiğinde de şöyle bir ahlaksızlıkla karşılaşıyor; Azınlık hisse ile kalması gereken yatırımcı “Ben sana para veriyorum, o zaman %85 i benim.” dediğinde baştan herşey bitmiş oluyor! Çünkü bu iş böyle yürümez! Girişimci için hiç bir motivasyon bırakmıyorlar, bir de üzerine yeni bir yatırım(second round) alındığında ise girişimciye %7 kalacağını düşünürsek! Siz düşünün bu girişimci heyecan ve motivasyonla çalışır mı?

Peki şirketlerin melek yatırımcı yada VC gibi davranmaları konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bunu her şirket vakti zamanında denedi, özellikle birinci nesil internet girişimlerinde. Varlıklarını değerlendirmek için Siemens olsun, GE olsun hepsi denedi. Fakat bunların davranış ve alışkanlıkları VC olmaya uygun değildi. Hızları özellikle internete hiç ugun değildi. Bu yüzden şirketlerin bu şekilde davranması mantıksız oluyor, ben olsam belki kendi adıma şirket sahibi olarak melek yatırımcı olabilirim ama şirketimi bulaştırmam. Bu tür şirketler interneti satışlarını arttırmak için bir kanal olarak görmeliler. Bir çok firma bunu yapıyor, örneğin BMW bütün arabaları konfigüre etmenize olanak tanıyor ve o arabayı almanız için sebep oluşturuyor.

Web girişiminin kendi bulunduğu alanda mı yatırımcı şirket bulması mantıklı yoksa interneti bilen bir yatırımcı bulması mı daha mantıklı?

Bu konuda genel bir söylem olabileceğini sanmıyorum, case by case bakmakta fayda var. Ama bana kalırsa interneti bilen bir yatırımcı ile anlaşmak, girişimin içinde bulunduğu sektördeki firmalardan daha verimli olacaktır. Çünkü girişim o zaman başarıya daha hızlı kavuşur ve diğer tarafta başarıya ulaşmış girişimin gerçek alıcısı olan reel sektördeki firmaya baştan ucuza satılmamış olunur.

Bu Türkiye’de çok karşılaştığımız bir problem olduğu için soruyorum; eBay GG’den azınlık hissesi aldı, bu konuda eBay aynı şekilde azınlık bir efor mu sarfediyor gittigidiyora göre?

Kesinlikle hayır! Böyle bir şey yok, eğer uzun vadeli düşünüyorsanız zaten bu tür bir yaklaşımın sizi nereye sürükleyeceğini görebilirsiniz ve nasıl bir zarara sokacağını… eBay’in istediği Türkiye’nin lider e-ticaret -pazaryeri değil- şirketine sahip olmak. Bu yüzden ilk adım olarak firmanın hisselerini aldık, ki bu da zaten şirketin içinde kalan bir para, bir de üzerine her türlü bilgimizi vermeliyiz ki şu anki liderliğimizi koruyalım ve daha büyük hedeflere ulaşabilelim…

Birçok girişimci bu konuda yanılgıya düşebiliyor bu yüzden netleştirmek adına soruyorum; Yatırım yapıldığında ne zaman şirketin kasasına giriyor? Ne zaman girişimcinin kasasına giriyor?

Şirketten ayrılırsa girişimci hisselerinin ederini alabilir, başka hiç bir durumda girişimcinin cebine direkt bir nakit girişi olmaz. Türkiye’de herkes şirket hissesi satıldıgında girişimcinin cebine giriyor para zannediyor… Ama bu hiçbir yerde böyle değil, yatırımdan maksat girişimi büyütmek, ve zaten yatırımcılar da girişimciyi işinin başında görmek ister en azından bir kaç yıl için…

Yatırıma ne zaman ihtiyaç duyulur ve yatırımcıya nasıl hazırlanılır?

Öncelikle ne zaman ihtiyaç duyulur? Yatırımcı olarak konuşuyorum şu an ve hiç bir şekilde kağıtdaki fikre yatırım yapmak istemiyorum, Girişimcinin öncelikle kendini işe ve fikre kendini verdiğini göstermesini isterim. Tasarım giydirir, işinden ayrılır, prototip çıkartır ve birşeyleri yapacagını gösterir. ki şuanki olanaklar da bunları kolaylıkla yapabileceği ortamı sağlıyor. yatırıma ne zaman ihtiyaç duyuluyor? girişimci ne zamanki özveri ile çalışır ve kendinden fedakarlık etmeye başlar. Tam bir prototip çıkar ama public hale gelecek durumda değildir, işte bu an yatırımın gerektiği andır. tabi burada fikrin ve gelir modelinin oturmuş olduğunu varsayarak konuşuyorum… o ayrı bir bahis konusu:)

Tam burada melek yatırımcı ile anlaşıldığı takdirde de hakedilen hisse %20 ve altındaki paylardır… Türkiyedeki bir şirkete 300’bin lazım olduğunu ve maksimum %20 hisse aldığını düşünürsek bu girişimci daha başlangıçtan 1.5 milyon dolarlık bir değer oluşturmuş olur… bu birinci rounddur ve melek yatırımcıdan ilk senelik masraflarını alınır. Ondan sonra da ikinci yılda ya yeni yatırımcılar ile anlaşılır ya da stratejik ortaklık yapılır…
Örneğin bir yıl geçmiştir ve kasada 20 bin ytl kalmıştır, ama lojistik için yada depolama için sermaye gereksinimin vardır bu yüzden yatırım alırsın veya reel sektörden zaten bunları depolayan bir stratejik ortak bulursun kendine… ki stratejik ortaklar maddi katkısının dışında da bir çok destek verebilirler çünkü sektörü bilirler…

Yatırımcıya hazırlanırken; birincisi özveri ile prototip çıkması, ikincisi 3 yıllık bir iş planı ve gelir gider tablosu, bu toplamda 4 sayfadan oluşur…  üçüncüsü ve en önemlisi karşı tarafa verdiğin güven…

Türkiyenin yurtdışında yatırım çekebilmesi nasıl olacaktır?

Bu konuda aslında Türkiyedeki durumu Türkiyedekilerden ziyade yurtdışındakiler daha iyi izliyor gibi, mesela 2006dan beri neler olduğuna beraber bakalım istersen; google ofis açtı, yahoo Türkçeleşti, eBay pazara girdi, çember.net satın alındı, biletix ticketmastera satıldı, yemeksepetine yatırım geldi, bir çok site de halen görüşmeleri sürdürüyor…
Pazar olarak da Türkiye 7. 8. olmaya aday, hiç bir zaman 6 olamayacak ama 12 ye kadar da düşmeyecek… Düz bir hesap yapalım; Normalde bir ülkenin %50-55’i internete girer(35milyon) ve bunların %60’ı internetten alışveriş yapacak (20 milyon)… Böyle bir pazar varken kimse tabiki bu pazara girmeden kalmak istemiyor…
Ama tabiki burada bir kopukluk meydana geliyor, hem Türk web komünitesinin dışarıyla bağlantılı olmaması hem de bu tür ilişkilerin nasıl yürüdüğü konusundaki bilinç daha ilerleme kaydetmemiz gerektiğini gösteriyor.

Örneğin, Türkiyede girişimci hisse sattığında o paranın cebine girdiğini sanıyor! Fakat yurtışındaki yatırımcı bu parayı beraber büyütmek için şirkete koyuyor… Yurtdışındaki adam her ay raporlama bekler, ilk ay arar “abi işler çok iyi gidiyor” , ikinci ay arar “abi işler bomba gibi yoğunluktan rapor bile hazırlayamıyoruz” gibi burada alışageldiğimiz yaklaşımı istemiyor…

Türkiyedeki komüniteye gelecek olursak, Türkiyeden herkes Techcrunch okuyor belki ama Yurtdışında bir çok önemli etkinlik varken hiç birinde türk lobisini göremiyorsunuz, mesela son DLD konferanslarında benim bildiğim kadarıyla sadece 3 Türk katılımcı vardı…

Peki üzerinde durulması gereken alanlar olarak neler görüyorsunuz?

En çok üzerinde durdulması gereken alanların başında Reklamcılık geliyor.. Bir çok firmayı besleyecek bir pazar da bulunuyor! Bunun daha Türkiyede tam olarak farkedildiğini düşünmüyorum. Almanya’daki reklam pazarındaki online reklamcılığın yeri %10’da. Türkiye’de ise bu %3.. Rakamlara gelecek olursak da Almanya’da bu sektör 2,3 milyar euro, Türkiye’de ise en fazla 200 milyon USD civarında. Dolayısıyla burada kimsenin kaçış yolu yok bu alan büyüyecek, ama tabi türk girişimcileri bu konuyu es geçerse maalesef yurtdışında gelenlere pastayı bırakmış olacağız.

Girişimden yatırıma Türk internet sektörü röportajını buradan bilgisayarınıza indirebilirsiniz!


4 Yorum

  1. Bu güzel söyleşi için teşekkürler…

  2. Gizem bir paylasim. Bir solukta okunabilecek bir soylesi olmus.

  3. Çok güzel ve verimli bir söyleşi olmuş. Teşekkürler

  4. XwriteR

    Tamda bu aralar araştırdığım konulardan bahsedilmiş. Yatırım meselelerinin özellikle birinci ağızdan anlatılmış olması ve düşüncelerinin açıkça dile getirilmesi benim için çok faydalı oldu. Bilmediğim bazı şeyleri de öğrenmiş oldum. Teşekkürler..

Trackbacks/Pingbacks

  1. Ebay » Girişimden yatırıma Türk internet sektörü - [...] Isulong Articles wrote an interesting post today on GiriÅ
  2. Editörden - Web Girişim - [...] yatırımlarından sorumlu ve aynı zamanda Gittigidiyor.com yönetim kurulu üyesi Sina Afra ile yaptığımız söyleşi ile yatırımlar ve projelerin geliştirilmesi…
  3. 20 Kasım Etohum Sina Afra | Ahmet Soybelli - [...] Webgirişim de yayınlanmış “Girişimden Yatırıma Türk İnternet Sektörü “ adlı Sina Afra ile yapılan röportajı da yeri gelmişken [...]…

Yanıtla XwriteR


Google Adwords Sertifikalı İş Ortağı Facebook Reklamları Google Analytics Sertifikalı İş Ortağı

Dijital Pazarlamanın Sırları!


Haftalık e-bültenimize ücretsiz üye olun, tüm internet reklamcılığı, online pazarlama içerikleri ile birlikte, yeni dijital pazarlama ürünleri her hafta e-postanıza gelsin! Ayrıca Google Reklam Kılavuzu E-Kitabını da ücretsiz indirin!

E-Bültene Abone Olun