0212 227 27 83 Reklam Danışma Hattı

Ücretsiz Google Reklam Verme Kılavuzu! Hemen İndir!

Herşeyin Fazlası zarar…

İnsanoğlu bu, ne zaman bir işe bulaşsa suyunu çıkarmadan bırakmamış.
Oku demişler, hep okumuş hayata geçirmeyi unutmuş
Sev demişler, bütün hayatı bir kenara bırakmış sade sevmiş
Çalış demişler, işkolik olmuş
Para lazım demişler, herşeyi para gözüyle görmeye başlamış…
Sonuçta abartmayı durduramamış, bir çok araç amaç halini almış ve suyu çıktıktan sonra da ondan da külliyen vazgeçerek, dozu azaltmayı da abartmış….

Herneyse internet servislerinin yararları ve zararları ile ilgili bir yazı yazıyım istedim ama başlangıç böyle oldu. Internet kullanıcıları özellikle power userlar her gün yeni bir servis keşfediyor ve onları kullanmaya başlıyor, ekseriyetle de trend olarak önlerine gelen servislere kullanım için öncelik tanınıyor. Tabi ki bu servislerin trend olmasını sağlayacak yapıcı özellikleri var ve kullanılmasını gerektiren durumlar var ama diğer tarafta da herkesin kullanarak kazandığı farklı şeyler var..

Web servisleri

Herkesin bu servisleri kendi markalarına yada ticari kimlikleri adına kullandığını düşünerek listelemeye başlayalım:

Facebook; Şu an google’a gönderdiği ziyaretçisi, google’ın ona gönderdiği ziyaretçiyi geçmiş durumda. Bu yüzden ne kadar gerekli bir servis olduğuna girmiyorum. Ne kadar arkadaşlarınızla paylaşımlar yaptığınız, belki “özel” olarak kalmasını istediğiniz bir yapısı olsa da, facebook aslında günlük hayatı en doğal olarak yansıtan servis olması sebebiyle kişileri çok daha iyi ve yakından tanımazına olanak tanırken, Linkedin, Xing vb. platformlardaki kasıntı atmosfer olmadan çok daha sıcak bir ortam oluyor. Mail attığınızda tanınmama yada hatırlanmama riskiniz oldukça düşük.
Peki facebook kullanımını abarttığınızda ne mi olur? Arkadaşlarınızın videolarını izlemek oldukça keyifli bir hal alır ve yorumlar üzerinden geyik alır yürür. Son bir el daha poker oyniyim der 3 saatinizi daha yersiniz. Üzerine Chat’i açiyim bakalım kimler onlinemış derken yeni bir kaç saatiniz daha ziyan olur ve elinizde sadece beğenilmiş 20 video, Hold’em’de kazanılmış biraz para(iyi koşulda tabi :p )ve bayadır konuşmadığınız bir arkaşınızla yaptığınız hoş sohbet…

Linkedin; Dünya’nın şu an en büyük iş ağı. Bir çok profesyonelin kullandığı serviste hem küçük ölçekteki firmaların hem de büyük ölçekli kurumların neredeyse her türlü yetkilisine ulaşabiliyorsunuz, hatta  Obama‘ya. Linkedin’in kattığı en önemli özelliklerden birisi ise soru-cevap bölümü; sorunuzu sorabiliyor ya da diğer kullanıcıların sorularını cevaplayabiliyorsunuz, her sorunun bir de “en güzel cevabı” oluyor ve bu sizin profilinizde uzmanlığınız ile ilgili bir referans oluyor, tabi iş arkadaşlarınızdan ayrıca referanslar alabiliyorsunuz o ayrı…
Peki Linkedin kullanımı abarttığınızda ne mi olur? Kendinizi dünyanın en sağlam networkerlarından biri sanmaya başlarken, networkümüzde kimlerin olduğuna bakar bakar kıvanır, verdiğiniz cevaplarla etkilediğiniz kişileri de networkünüze katarak yolunuza devam edersiniz. Bir de üzerine içerideki “networking mania” kervanına katılırsanız o zaman sizi Toplinked paklar. Benim networkümde şu kadar kişi var sen de bu kadar var gibi sidik yarışları ile sürdürürsünüz linkedin hayatınızı.

Reader; Takip etmek istediğiniz site ve bloglardaki son girdileri rss yoluyla bir yerde toplayan Readerlar, her gün o site senin bu site benim dolaşıp zaman kaybetmemize engel olması sebebiyle oldukça faydalı bir servis. Kategori ve etiketler ile verimli kullanıldığında tam bir kütüphane havasına girebilir.
Peki Reader kullanımını abarttığınızda ne mi olur? Blogunuza yazmak zul gelir öncelikle, çünkü herşey zaten yazılmıştır J ama asıl problem bütün interneti kendi başınıza keşfetmeye çalışıyor olmanıza bağlanır, ne kadar arkadaşlarınız ile reader üzerinden paylaşım yapabiliyor olsanızda zaten takip etmeye çalıştığınız sitelerden günde ortalama gelen 100 yazı, zaten bütün gün anlamına geliyor ve gene bu okumalar sırasında ilhamlansanız da yeni yazıları okuma isteği sizi blogunuzu açıp yazı yazmaktan yada üzerine detaylı düşünmekten alıkoyacaktır. Bir de diğer tarafta okunacak o kadar çok yazı olmasından dolayı zamanla sadece üstünkörü bakınmakla yetinip ana temayı anlayıp devam edersiniz. Ki bu biraz yukardan baktığınız da göreceğiniz gibi, bilgilenmek değil haberdar olmak anlamına gelirken, size kattığı değer zaman kaybı ile trend takibi arasında bir şey olacaktır.

Delicious ve Stumble!; ortak olarak aldım bu iki servisi çok detaya girmek istemiyorum zaten kullanıcısı da o kadar yüksek değil yurdumda =) okuyup beğendiğiniz yazıyı herkesle paylaşmanızı sağlayan bu servisler ile diğer kullanıcıların neler paylaştığını ve beğendiğini görebilir ve etiketleri verimli şekilde kullandığınızda da konunuzla alakalı yazılara başka bir okuyucunun referansı ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Peki Bookmark servislerinin kullanımını abarttığınızda ne mi olur? Paylaşım üzerine ihtisasınızı tamamlarsınız süreçle. Artık bir çok arkadaş edinirsiniz aynı kafadan ve insanlar paylaşımlarınıza saygı duymaya başlar welebrity olmanın verdiği haz doruğa varır. Bir süre sonra okumak sıkmaya başlayacağından olsa gerek, gene üstün körü bir bakış atıp “yazı güzel benziyo paylaşiyim” şeklinde olaylar gelişir. Ya da yazıyı beğenirsiniz ama Facebook’taki video yada Friendfeed’deki “Hot Topic” beklediğinden onu sonra okumak üzere işaretlersiniz. Tabi o orada sonsuza kadar kalır ve okunmaz. Hatta Erhan’a burdan teşekkürümüzü ileterek Firefox kullanıcılarına kişisel tavsiyem sonra okumak üzere işaretlemek için Read It Later kullanmaları. :)

Friendfeed; Ölüm ölüm kullanıcı rakamları olmasa da, oldukça sağlam adımlarla yoluna devam eden kullanıcılarını bağımlı etme konusunda usta bir servis. Tüm public servislerdeki hesaplarınızı tek bir yerde toplayıp, takipçilerinizle paylaştığınız onun üzerine “like” ve yorumlarla konuyu genişlettirdiğiniz veya farklı konulara kaydığınız tam bir etkileşim platformu… büyümeyi görmek için alexa yeterli gibi

Peki Friendfeed kullanımını abarttığımızda ne mi olur? Takipçisi olduğunuz herkesin yukarıdaki servislerde saydığımız bütün paylaşımları buraya düşer ve haklı olarak bir bilgi bolluğu yaşanır. Herkes idraki kadarını alır, diğerlerini es geçer. Oraya “like” buraya “hide” derken yorumlarınızın bazıları tutulur ve like’ları toplarsınız. Welebrity alır yürür, friendfeed’deki takipçi sayınız katlanarak artar, tabi bu sizi friendfeed’e daha çok bağlar. Bu arada takip ettiklerinizden gelen yazılar, linkler size oldukça tatmin edici gelir ama sadece okuyanların yaptığı yorumları okur yada sadece o linkleri işaretleyerek saklarsınız fi tarihinde okumak üzere. Bu da tabi sizin günlük yaptığınız okumalarda oldukça ciddi kayıplara sebep olur.

Yukarıdakilerin dışında Xing, Twitter, Reddit, Digg, Flickr, youtube gibi oldukça fazla kullanıcı olan servisler olsa da çok yoğun olarak kullanmadığım için onlar hakkındaki yorumu size bırakıyorum. Ama yukarıdaki örneklerde söylemek istediğim her türlü servisin bize kattığı çok ciddi değerler var. Yanlız kullanmayı bilmedikten sonra hiç birinden fayda görmüyoruz. Bu açıdan başta yapılması gereken elimizde ne olduğu ve ne yapmak istediğimiz, ona göre bu servislerin hepsi sizin için farklı bir yere sahip olacak ve siz de o yönde dozunu bilerek kullanacaksınızdır. Verdiğim servislere bir internet girişimcisi nasıl bakmalı diye soracak olursak da;

Reader ve Bookmark servisleri sizin bilgi kaynağınız olurken, okumalarınızı yapar ve kendinize ona göre çeki düzen verirsiniz. Diğer taraftan Friendfeed ile kullanıcıların neler yazdığı ya da paylaştığını takip ederek nelerin övülüp nelerin yerildiğini görebilirsiniz. Devamında tabi ki bir vazgeçilmez olarak Facebook’ta hem kendi arkadaşlarınızı yaptıklarınız hakkında haberdar ederken, Linkedin ya da Xing profili olsun ya da olmasın networkünüzü genişletirken, onlarla iletişimi Facebook üzerinden yürütürsünüz. Bu kasıntı bir Linkedin profilini göstermektense, günlük hayattan paylaşımların olduğu FB profiliniz ile daha sempatik görünmenizi sağlarken, iletişiminizi daha samimi bir hale sokacaktır. Devamında Twitter ile (Türkiye’de çok yoğun olmadığından) yurtdışından ulaşmak istediğiniz bir çok kişiyi takip edip, onlar ile iletişim kurabilir devamında da Linkedin’de kendilerine ulaşarak networkünüze dahil edebilirsiniz. Linkedin’deki soru ve cevapları da yer yer kullanarak, cevaplamaya çalıştığınız sorularla kendi uzmanlığınız ve yan dallarında uyanık tutar ve beyin egzersizi yapmış olursunuz.

Herşeyin başında ama dediğim gibi ne yapmak istediğinizi bilmeniz lazım, yoksa Yunus’un dediği gibi;

İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır


2 Yorum

  1. FriendFeed kullanımı bu yazıda da kendini göstermiş. FF kullanmayan bir kişi bu siteye girip bu güzel yazıyı okuduktan sonra herhangi bir yorum göremeyince şaşıracaktır sanırım. FriendFeed’e yorum bırakmaktansa sanırım sitelere girip yorum bırakmak bence daha güzel. Sırf bu yüzden Reader kullanmıyorum. Emeğin harcandığı siteye girip bilgiye/yazıya/görüşe/fikire yerinde ulaşmak bence daha güzel.

    Güzel bir yazı olmuş.

    Ben de bir şey eklemek istiyorum:

    Twitter; 140 karaktere günlük herşeyi sığdırabilir, son trendleri anında takip edebilir, hatta haber bültenlerinden önce bile herhangi bir konudaki gelişmeyi doğru kullanım ile alabilirsiniz. Bu sebeple twitter FF, Reader, Facebook, LinkedIn, Xing gibi sistemlerin çok önüne geçiyor. Bana göre en azından bu böyle.

    Peki Twitter kullanımını abarttığımızda ne mi olur? Blog yazmayı seven kişiler için bir kere şeytanın elmasıdır twitter, bir ısırık alındığında her şey değişir ve işin kolayına kaçılarak kısa kısa fikirler twitter’da yayınlanır. Üstüne fazla düşünmeden 140 karakterde yazı bitirilir. (düşünülen iki şey vardır. Birincisi; ilk akla gelen fikri/ görüşü düşünme evresi, ikincisi de bu fikri/görüşü 140 karaktere nasıl sığdırırım evresi.) Üşengeçliği arttırır. Trend takibi ile yazı yazma isteğini azaltır. Nasıl olsa yazıldı mantığı yüzünden.

  2. Siteye girip yorum bırakma fikrine kesinlikle katılıyorum. Son zamanlarda şunu da gördüm insanlar tweeter da ff den daha çok arkadaşa sahip bu da onu önüne geleni ekleme yapıldığını ve bu yüzden efektif kullanılmadığını gösteriyor.

Trackbacks/Pingbacks

  1. Herşeyin Fazlası zarar… | Sanalika - [...] hali hazırda yapmam gereken yığınla yarım işlerden bir kısmını halledinceye kadar.. http://www.webgirisim.com/2009/04/herseyin-fazlasi-zarar/ Mehmet [...]

Yanıtla Egitisim Kariyer Enstitusu


Google Adwords Sertifikalı İş Ortağı Facebook Reklamları Google Analytics Sertifikalı İş Ortağı

Dijital Pazarlamanın Sırları!


Haftalık e-bültenimize ücretsiz üye olun, tüm internet reklamcılığı, online pazarlama içerikleri ile birlikte, yeni dijital pazarlama ürünleri her hafta e-postanıza gelsin! Ayrıca Google Reklam Kılavuzu E-Kitabını da ücretsiz indirin!

E-Bültene Abone Olun